Yeni yılın ilk konusuna buyurunuz;
Çağdaş anlayışla davranış bilimleri penceresinden baktığımızda her türlü duygu, düşünce ve harekî (motor) faaliyetin “davranış” olarak isimlendirildiğini görürüz. Yâni severken de, kızarken de, koşarken de “davranıyoruz”.
…
Pekala, bu davranışlar nereden gelmiştir? Evrimsel açıdan baktığımızda, yüz milyonlarca senelik adaptasyonlar sonucunda genomumuza yerleşerek doğal ayıklanma ile ortaya çıktığını görürüz. Herhangi bir türün davranışsal örüntüsü büyük ölçüde doğuştan gelen genetik mirasla belirlenmiştir. Bu mirasa günümüzde “filogenetik psişe” denmektedir. İnsanoğlu doğduğunda zannedildiği gibi bir “tabula rasa” değildir. Mizacımız ve arketipal ihtiyaçlarımız daha anne rahmine düştüğümüzde bellidir. Belli bir büyüme ve gelişme modelini takip edip 9. ayın sonunda doğacak, 1/2 yaş civarı yürümeye ve konuşmaya başlayacak, 11/13 yaş civarı bulûğa erecek, 25-30 yaşlarından itibâren negatif azot bilançosuna ve yaşlanma sürecine girecek, sonunda da 50 ilâ 100 sene civarında öleceğizdir. Bütün bunların ana hatları ve zamanlamaları, bu arada yapmamız uygun olan davranışlar “hardware”(donanım) de kodlanmıştır. Homo sapiens sapiens hâricindeki bütün hayvanlar bu kaderi alınlarına yazıldığı gibi yaşayıp terk-i diyar eylerler.
…
Peki, bizim farkımız ne? Meselenin dinî, metafizik veya mistik argümanlarına hiç girmeden, alın lobumuzun, amigdalamızın, beyinciğimizin muazzam gelişiminin “farkında olduğunun farkında olduğu” bilinen tek tür olma yegâneliğinin ve farklılığının bize verildiğini söyleyebiliriz. Bu mucize, insanoğlunun en üst düzeyde soyut düşünce davranışlarını yapabilmesine imkân sağlamıştır. Yani, “hardware”(donanım) üzerine inşa edilecek “software”(yazılım) ler sayesinde, kendi kendisini aşmaya gücü olan mecbur hatta mahkûm olan tek canlı türü ‘’İNSAN’’dır.
…
Öyle ki ham taşını yontup cilâlı taşa çevirerek köprüler, katedraller, câmiler ve gökdelenler yapabildiği gibi; atom ve hidrojen bombaları, nötron çatapatları, “akıllı” füzeler üretebilmektedir. Bunlardan hangisini tercih edeceği ise “software”e bağlıdır: Eğitim, ahlak, görgü, sevgi, dayanışma dolu, güven verici bir aile ve toplum ortamı. Aileden akrabalara, ulusaldan evrensele uzanan konsantrik sevgi halkaları. Ayrıca, pekişmeleri ve iyi olana hizmete devam edebilmeleri için, bu “software’’lerin güncellenmesi ve geliştirilmesi olmazsa olmazlardandır.
Sevgilerimle
Psikolog Gökmen Kübra İPEK
Kaynakça;
UHL George R., GOLD Lisa H., and RİCH Neil, Genetic Analyses of Complex Behavioural Disorders, Proc., Natl. Acad. Sci., USA, Vol.: 94, April 1994.
FULLER L. John, Behavioral Genetics, Annu., Rev., Psychol., 1960.
コメント